UI ve UX, birbirinden ayrılmaz iki kavram olarak teknolojinin bu kadar geliştiği zamanlarda sık sık karşımıza çıkıyor. UI (user interface: kullanıcı ara yüzü) ve UX (user experience: kullanıcı deneyimi) farklı anlamlara geliyor olsa da yakın ilişkiler taşımalarından ötürü aynı pencereden inceleniyor. Gelin bu kavramlara birlikte bir göz atalım…
User interface şeklinde açılımı olan UI, kullanıcı arayüzünü ifade etmektedir. Telefon, tablet veya bilgisayar ekranlarıyla etkileşime girmemizi sağlayan birim olduğunu da söyleyebiliriz. Telefonlarımızdaki tuşlar, tıklayarak girdiğimiz tüm teknolojik alanlar UI kavramını basitçe özetlemektedir. UI, tuşlar veya tıklanabilir bölgeler değildir. Bunun aksine, bu bölgelerin tasarımıdır (UID: user interface designer). Kısaca UI, teknolojik bir cihazı kullanan kişinin görebildiği veya erişebildiği her şey ve bu her şeyin tasarımıdır.
UI’nın tasarımı teknolojik uygulamaların değerini belirlemekte yardımcı olmaktadır. Güzel tasarlanmış yanı UI’sı geliştirilmiş bir uygulamanın değeri daha yüksek olacaktır. Çünkü üzerine çalışılmış UI, kullanıcıların dikkatini çekmekle beraber onlara rahat bir kullanım sunmaktadır. UI, genelde teknoloji dünyasıyla özdeşleştirilmiş olsa da hemen hemen her üründe UI gelişimi söz konusudur. Burada amaç, ürünün oldukça basit ve pratik bir şekilde kullanılmasıdır. Tam olarak bu noktada UI ve UX kavramları karıştırılabilmektedir. UX, kullanıcı deneyimini özetleyen ve ürünün tasarımı ile ilgili bir konudur. UI ise daha çok işin grafik tasarımıyla ilgilenen birimdir. Örneğin tuşların rengini, şeklini, yerleşimlerini UI düşünür.
UI, her detayın özenli bir şekilde tasarlanmasıdır. Bu sebeple grafik tasarım ile ilişkili olan bir kavramdır. Kullanıcının herhangi bir cihazla etkileşime girdiği tüm alanların tasarımıyla ilgilenmektedir. Kullanıcının etkileşeceği tuşlar, bu tuşların şekli, büyüklüğü, rengi, boşlukları gibi kavramlarla ilgilenmektedir. Ayrıca arayüz tasarımı tuş yerleşimi, mizanpaj, büyüklük, renk gibi kavramların tamamıyla bir bütün halinde tasarlanmasıdır. Başarılı bir arayüzde tüm bunlar bir uyum içerisinde gözükmektedir. Böylelikle ürün, kullanıcı dostu olmakla beraber kullanıcı açısından oldukça verimli olacaktır.
Akla gelebilecek her üründe UI tasarımı görmek mümkündür. Telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlarda yer alan tuşlar, menüler UI tasarımıdır. Ayrıca günlük hayatta sıklıkla kullandığımız çamaşır makinesi, ütü gibi cihazlarda da düğme lokasyonları, renkleri gibi özellikler yine UI tasarımının ürünüdür. UI tasarımından kullanıcıların beklentilerinin pratik kullanım sunması ve teknik açıdan yeterli bir durumda olması olduğunu söyleyebiliriz.
User experience anlamına gelen UX, kullanıcı deneyimini ifade eder. Zaman zaman bazı platformlardan vakit geçirirken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayız değil mi? Bunun nedeni tam olarak da bu. UX, kullanıcı deneyimini ifade etmekle beraber kullanıcıların üzerinde oluşturduğu duyguları da içerir. Ürünlerin bilinçli olarak kullanıcıların daha çok kullanması ve memnun kalması adına yapılan tasarımdır. Özellikle 21. yüzyılda birçok üründe aktif bir şekilde kullanılmaktadır. Kullanıcının ürünü kullanım süresini arttırması, UX’in yaygın bir şekilde kullanılması anlamına geliyor. UX desing, birçok üründe kullanıldığı için ve yarar sağlayan bir kavram olduğu için tasarım sektöründe büyük bir öneme sahiptir.
Kullanıcı deneyimini ifade eden UX, sanılanın aksine insanların ürüne bağımlılığını desteklemiyor. Bu durumun tersi olarak “önce insan” kavramını benimsemektedir. Böylelikle insanın yararına olacak şekilde tasarımlar sunarak ürünlerin kullanılabilirliğini ve pratikliğini arttırmaya yardımcı olmaktadır. Tüketiciler, kullandıkları her bir ürünle bir tecrübe yaşamaktadırlar. Özellikle bu tecrübelerin kaynağının internet gibi uçsuz bucaksız bir dünya olmasıyla UX, tasarım dünyasında büyük bir öneme sahip olmuştur. Tüketiciler, yemek siparişi veya online alışveriş için çeşitli mobil uygulamalar veya internet sitelerinden yararlanmaktadır. Bu noktada tüketici, siteyi veya uygulamayı gezerken aklında çeşitli duygular belirebilir: sıkıcı, kaliteli, ilgi çekici, gereksiz. Bu tür duyguların daha çok olumlu tarafa kayması adına UX büyük önem taşımaktadır.
Kullanıcı deneyimi olarak bildiğimiz bu kavram, 90’lı yıllarda literatüre sokulmuştur. Don Norman, Gündelik Şeylerin Tasarımı adlı kitabında UX tasarımcılarının ürünün tüm aşamalarını düşünmesi gerektiğini vurgulamıştır. Sonuç olarak UX’in amacı, çeşitli stratejiler sonucu yaptığı tasarımlarla kullanıcı deneyimini olumlu yönde sonuçlanmasını sağlamaktır.
Her ne kadar benzer görünse de UX ve UI arasında oldukça büyük farklar bulunmaktadır. En başta birbirlerinin yerini tutmamaktadır. UX, kullanıcı deneyimini tanımlarken ve bunun üzerinde çalışırlen UI, kullanıcı arayüzü üzerinde çalışmaktadır. Her iki kavramın da ortak noktası tüketici kitlesi olsa da çalışma şekilleri ve alanları net bir şekilde farklıdır.
UX, bir ürünün tasarım aşamasından lansman aşamasına kadar tüm süreçlerle ilgilenmektedir. Ayrıca ürünün pazarlanması ve kullanıcı araştırmaları da yine UX disiplininin ilgilendiği konulardandır. Kısacası kullanıcının talep ve ihtiyaçlarını, marka ile buluşturmak tamamıyla UX tasarımı ile ilgilenenlerin görevi olduğunu söyleyebiliriz.
UX, deneyim odaklı bir çalışma tarzına sahipken UI, tüketicilerin ürün üzerinde etkileşimde bulunacağı alanlarla ilgilenmektedir. Bir ürünün geliştirilmesinde her ne kadar farklı alanlarla ilgilenseler de UI ve UX birlikte uyum içerisinde çalışmak durumundadır. Çünkü ürünün tüketici tarafından sevilmesi ve beğenilmesi UX ve UI’nın alanlarının birlikte çalışmasına neden olmaktadır. Ürünün başarılı olması için her iki alanın da eşit derecede ürün üzerine çalışma yapması gerekmektedir.
Bir örnek üzerinde UX ve UI tasarımcılarının alanlarını anlatmak gerekirse, diyelim ki bir sitenin tasarımı üzerinde çalışılması gerekli. UX ve UI tasarımcıları, sitenin farklı alanları üzerinde çalışsa da birlikte koordineli şekilde çalışmaları gerekecektir. UX tasarımcısı, sitenin işlevselliği ve genel olarak akışı üzerinde çalışır. Bu süre zarfında da analistler ve kullanıcılara danışabilir. Ürün tasarımcıları ve pazarlamacılar da bu noktada danışman olabilmektedir. Siteyi ziyaret edenlerin problem yaşamadan siteyi gezme deneyimine erişmesi adına ne gibi özelliklerin olması gerektiğini keşfederek UI tasarımcısına aktarır. Bundan sonraki aşamalar UI tasarımcısına aittir.
UI tasarımcısı, UX tasarımcısından aldığı bilgiler ışığında çözüm üretmeye ve tasarım oluşturmaya başlar. Kullanılacak görsellerin boyutları, sitede yer alacak butonların rengi, büyüklüğü ve şekli gibi noktaları tasarlamaya başlar. Temel olarak grafik tasarım ilkelerinden yararlanarak sitenin arayüzünü çekici ve etkileşimli bir hale getirmektedir. Anlaşılacağı üzere sitenin kullanıcılar tarafından sevilmesi ve devamlı olarak kullanılması için UI ve UX birlikte çalışmak durumundadır.
Birçok kişi, UX özelliğinin kullanılabilirlik düzeyini temsil ettiğini düşünüyor. Ancak bu durum tam olarak bu şekilde değil. Eğer bu kişilerin düşüncesi doğru olsaydı, UX tasarıma sahip her ürün gayet başarılı olurdu. Bu da kullanıcı deneyiminin daima olumlu olduğu anlamına gelirdi. Kullanılabilirlik gerçekten de önemli olsa da ürünün başarıya ulaşması için tek kriter değildir. İlk bakıldığında kullanılabilir gözüken birçok ürün detaylı incelemeler sonucu kullanıcıyı hayal kırıklığına uğratabilmektedir. Bu sebeple kullanıcı deneyiminin 7 temel ilkesi başarıyla uygulanmalıdır.
Kullanılabilirliğin yeterli olmaması, diğer temel ilkeleri ihmalinden kaynaklı olabilmektedir. Tasarımcı Peter Morville’nin tanımlaşmış olduğu 7 temel ilke bulunmaktadır. Bu 7 temel ilkenin ürün üzerinde başarılı bir şekilde yapılmış olması ürünü başarıya götürmektedir. O ilkeler şunlardır: