Ancak, insanların bu sayısal adresleri hatırlaması zor olabileceğinden, DNS devreye girer ve alan adlarını bu IP adreslerine çevirir. Bu sayede, kullanıcılar bir web sitesine erişmek için sayılar yerine hatırlaması daha kolay olan alan adlarını kullanabilirler.
Örneğin, www.google.com
gibi bir alan adı, DNS sayesinde 172.217.16.196
gibi bir IP adresine çevrilir.
DNS'nin çalışma süreci birkaç aşamadan oluşur:
Alan Adının Girişi: Bir kullanıcı, tarayıcısına bir web sitesinin alan adını (örneğin, www.google.com
) yazarak bir siteye erişmeye çalışır.
DNS Sorgusu: Tarayıcı, kullanıcının girdiği alan adını çözümlemek için bir DNS sorgusu başlatır. Bu sorgu, tarayıcının önce kendi önbelleğinde bu alan adıyla ilgili bir bilgi olup olmadığını kontrol etmesiyle başlar. Eğer bilgi yoksa, sorgu internet servis sağlayıcısının (ISP) DNS sunucusuna gönderilir.
DNS Sunucuları Arasındaki İletişim: DNS sunucusu, ilgili IP adresini bulmak için çeşitli kaynaklara başvurur:
IP Adresinin Dönüşü: Yetkili DNS sunucusu, alan adıyla ilişkili IP adresini bulur ve bu bilgiyi istemciye (tarayıcıya) geri gönderir.
Web Sitesine Erişim: Tarayıcı, aldığı IP adresi üzerinden ilgili web sitesine bağlanır ve siteyi yükler.
DNS, sadece IP adreslerini çözmekle kalmaz, aynı zamanda çeşitli hizmetler için farklı kayıt tiplerini de destekler. Bu kayıtlar şunlardır:
blog.example.com
adresini www.example.com
adresine yönlendirmek gibi.DNS, internetin temel yapı taşlarından biridir. Eğer DNS çalışmazsa, kullanıcılar alan adlarını IP adreslerine çeviremez ve bu durumda web sitelerine erişim sağlanamaz. DNS aynı zamanda saldırılara karşı da savunmasız olabilir; bu yüzden DNS güvenliği (DNSSEC) gibi protokoller geliştirilmiştir.
Özetle, DNS internetin düzgün çalışmasını sağlayan kritik bir bileşendir. İnsanların web sitelerine kolayca erişebilmesini sağlar ve internet trafiğinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar.